Padişahın sarayda kabul salonunda iki koltuğu varmış. Bu koltuklardan biri altından diğeri ise gümüşten imiş. Saraya gelen kimselerden biri...
Padişahın sarayda kabul salonunda iki koltuğu varmış.
Bu koltuklardan biri altından diğeri ise gümüşten imiş.
Saraya gelen kimselerden biri eğer altından koltuğa
oturursa, bunun manası, kızını İstemeğe geldim. Demek
imiş... Eğer ziyaretçi gümüş koltuğa oturursa, yalnızca,
görmeğe geldim demek imiş. Kız, daha önceden sarayın
bu adetini usulca Keloğlan’a söylemiş. Keloğlan'da bu
usulü ninesine anlatarak altın koltuğa oturmasını tavsiye
etmiş. O zamanlar saraydan kız istemenin yolu, yordamı
bu şekilde olurmuş.
Oğluna söz vermesine rağmen ihtiyar kadın gene de
kızı Padişah'tan istemek İçin kendinde cesaret bulamaz,
bugün gideceğim, yarın gideceğim, diye işi uzatırmış. Ama
bir taraftan oğlunun günden güne iğne ipliğe döndüğünü
görüp üzülmekten kendini alamazmış. Keloğlan hergün
ninesine :
— Kırma beni nine, var git iste bu kızı babasından, diye
yalvarırmış. Ninesi bakmış ki olmayacak. Ne olursa olsun
gideyim demiş... Giyinmiş, kuşanmış sarayın yolunu
tutmuş.
Saraya buyur etmişler ihtiyar nineyi... Derdini söyle
meşini beklemişler.. Nine Padişah'ın karşısında hemen altın koltuğa oturmuş. Mesele anlaşılınca; Nine açılıp Tanrının emri ile kızını oğluma istemeğe geldim, demiş. Padi-
şah kızını ümitsiz halini bildiği ve sevdiği kimsenin bu
kadının oğlu olduğunu Öğrenince :
—Tanrı yazdı ise olur!.. demiş ve şartını koşmuş :
— Kırk Deve yüklü altın getirir, kızı alır götürürsün.
Nine altın vermeği kabul etmiş fakat, kırk deve yükü
altını birden nereden bulup vereceği de bir türlü düşünüp
bulamamış.
Aldığı cevabı oğluna söyleyince Keloğlan zengin olmasına rağmen kırk deve yükü altını birden bulamayacağı
için onu da bir düşünce almış. Derken aradan uzun bir zaman geçmiş. Kız durumdan haberdar olmuş ve oğlana :
— Kolayı var, merak etme, ben seni seviyorum. Bunun
çaresine bakacağım, demiş. Oğlan sevinmiş.. Bir gecenin
karanlığında kırk deve yükü altını oğlanın evine getirerek
oradan da Padişahın sarayına altınları ulaştırırlar. Padişah
altınları alınca kızı oğlana verir. Düğün dernek ile Keloğlan
da, kız da muratlarına ererler.
Hiç yorum yok